BU KEZ HEYECANLANDIM
IKV ziyaretinden sonra konuşma
yapacağım Avrupa Parlamentosu’na gittik. Bu benim bu parlamento binasındaki
ikinci konuşmam olacak. Ama bu sefer hem konuşmayı Fransızca yapacak olmam, hem
dinleyici kitlesinin üst düzey siyasiler ve bürokratlardan oluşması hem de
katılımın yoğunluğu beni biraz heyecanlandırdı. Anadilde yapılmayan ve kağıttan
okunmayan her konuşmada yanlış anlaşılma; hatta daha da kötüsü, hiç anlaşılmama
riski var. Ben yapacağım konuşma öncesi mutlaka notlarımı alıyorum ama hiçbir
zaman kağıttan okumuyorum. Çünkü konuşmacı kağıttan okuduğu zaman dinleyiciler
sıkılıyor ve samimi bir itirafta bulunayım, aslında sizi hiç dinlemiyorlar.
Konferansı düzenleyen Avrupa Parlamentosu'nun
en güçlü milletvekillerinden Vincent Peillon. Kendisi Fransa Sosyalist Parti
yöneticilerinden. Akdeniz İçin Birlik çalışmalarını yürüten milletvekili.
Bildiğiniz gibi bu proje Sarkozy'nin en önem verdiği politikaların başında
geliyor. Fransa, Avrupa içindeki gücünü artırmak için her zaman Akdeniz kartını
oynamıştır. Peillon, AB’nin başarılı eğitim programları Erasmus (Üniversite
öğrencileri değişim programı) ve Leonardo da Vinci (Mesleki eğitim programı)'nin
Akdeniz bölgesinde de uygulanmasını sağlamak üzere Parlamento'da bir çalışma
başlatmış. Böylece AB üyesi olmayan Akdeniz ülkeleri de bu programlardan
yararlanabilecek.
Hatırlayacaksınız geçtiğimiz günlerde
AB bakanı Egemen Bağış bir konuşmasında, 'Geçen gün kamyon sürdüm, Leonardo da
vinci' diyerek bir espri yapmış ve medyada uzun süre gündem olmuştu.
MESLEKİ EĞİTİMİN EKONOMİYE YANSIMASI
Akdeniz Odalar Birliği Başkanı olarak
çağrıldığım bu konferansta konuşma yapma teklifini büyük bir mutlulukla kabul
ettim. Çünkü gençlerin eğitim seviyesini yükseltmek, özellikle mesleki eğitim
vermek, işsizlikle savaşmanın ve ülkenin refah seviyesini yükseltmenin en kolay
ve hızlı yolu. Açılışta konuşan Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Yunan
Milletvekili Bayan Rodi Kratsa-Tsagaropoulou da bunu çok güzel bir şekilde izah
etti.
Konferansta, bu programların Avrupalı
gençlere ne kadar büyük fırsatlar sağladığı ve nasıl faydalı olduğu anlatıldı.
Özellikle Kuzey Afrika ülkelerindeki eğitim ve bunun Avrupa'ya etkisi
tartışıldı. Ben de önce Akdeniz ülkelerindeki mesleki eğitimden bahsedip,
yüksek seviyedeki bir mesleki eğitimin ekonomiye ve işsizliğe nasıl olumlu
yansıyacağına dikkat çektim. Arkasından da Avrupa Birliği ile yürüttüğümüz
ortak projelerden örnekler verdim ve bu konuda, Odalar'ın ne kadar etkin olabileceğini
anlattım. Eğer teklifim Avrupa Komisyonu tarafından kabul edilirse, aynı İnvest
in Med projesinde olduğu gibi, bu projede de ASCAME olarak lider rol
oynayabiliriz.
YUNUS EMRE KÜLTÜR MERKEZİ’NDE BULUŞTUK
Brüksel'e gelip Yunus Emre Kültür
Vakfı'nı ziyaret etmemek olmazdı. Brüksel Vakıf Müdürü Rahmi Bey genç ve
başarılı bir insan. Eşi Mahinur Hanım ise, üçüncü nesil Belçikalı Türkler'den
ve yerel parlamento milletvekili. Mahinur Hanım daha evvel belediye meclisine
seçilmiş, şimdi de milletvekili olmuş. Böylesine genç bir hanımefendinin
oradaki Türk toplumunu böyle önemli bir mevkide temsil ediyor olması beni çok
memnun etti. Bir de hem babasını hem de dedesini Brüksel'de geçirdiğim öğrencilik
yıllarımdan tanıdığım ortaya çıkınca bu sevincim daha da arttı.
Yunus Emre Kültür Vakfı, Türk kültürünü
daha iyi tanıtıp yaymak için 2007 de kurulmuş, birçok ülkede merkezler açan bir
oluşum. Vakfın Başkanı Dışişleri Bakanı ve vakıf mütevelli heyetinde Maliye
Bakanı, TOBB başkanı, TIKA başkanı gibi kişiler yer alıyor. Merkezlerde, Türkçe
dersleri verilmesi, konferans tertiplenmesi, sergi düzenlenmesi gibi birçok
etkinlik gerçekleştiriliyor. Vakıf kanunu TBMM’de tartışılırken, kanunun
savunmasını o zaman milletvekili olan babam Nevzat Yalçıntaş yaptığından, Yunus
Emre Vakfı’nın bende özel bir yeri vardır.
BORÇLAR YÜZDE 100’Ü AŞTI
Yurda dönmeden son ziyaretimizi
Büyükelçimiz Sayın İsmail Hakkı Musa'ya yaptık. Sn. Musa bize Belçika'daki son
gelişmelerden bahsetti. Belçika son seçimlerinden sonra oldukça uzun süren bir
hükümet bunalımı yaşadı. Hükümet 541 gün sonra Belçika Kralı'nın arabuluculuk
çabaları ile kurulabildi. Belçika şu an altı partili bir koalisyon hükümeti ile
yönetiliyor. Ülkenin dertleri bu kadarla da sınırlı değil. Borçlar milli
gelirin yüzde 100'ünü aşmış durumda, ırkçı ve ayrılıkçı Flaman partisi oylarını
devamlı artırıyor, krallık bile sorgulanmaya başlanmış...
Büyükelçi'nin anlattığı bir olay
örgütlenmenin ne kadar önemli olduğunu bir defa daha teyit etti. Bildiğiniz
gibi Ermeniler Fransa'da soykırım yasa tasarısını Fransız Meclisi'nden
geçirdiler ve biz bunu yakın dostumuz Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe’nin
kişisel gayretine rağmen engelleyemedik. (Juppe halen ticari ilişkilerimizin
yara alacağını söyleyerek bu yasanın iptal edilmesi için çaba harcıyor) Bence
bu başarısızlığımızın en büyük nedenlerinden biri Fransa'daki Türkler’in
yeterli derecede örgütlü olmamaları ve siyasette yer edinememeleri. Belçika
Türkleri tüm Avrupa'da en örgütlü ve siyaseten de en güçlü olanlar... Sn.
Musa'nın anlattıkları da bu açıdan çok kritik.
Büyükelçimiz Sn. Musa ile
GÜÇLÜ TÜRK ÖRGÜTLERİNE İHTİYAÇ VAR
Aynı Fransa'daki gibi, Belçikalı bir
milletvekili de Türkiye aleyhtarı bir yasa tasarısı hazırlamış. Konu ise
Kürtler. Türkler'in Kürtler'i ezdiğini, Kürt halkının temsilcisinin Öcalan
olduğunu ve Türk hükümetinin Öcalan ile müzakerelere başlaması gerektiğini
iddia eden bir yasa tasarısı. Sn. Büyükelçi, Türk asıllı milletvekilleri ve
Türk dernekleri bu tasarıya öyle bir tepki göstermişler ki, tasarıyı bir daha
hiç kimse görememiş! Eğer Fransa'da da güçlü Türk örgütleri, Türk kökenli
milletvekilleri olsaydı Ermeni yasa tasarısı bir daha görünmemek üzere
kaybolurdu.
Belçika notlarım bu kadar. Önümüzdeki
aylarda veliaht Prens Philippe, dışişleri bakanı ve işadamları ile beraber
Türkiye'yi ziyaret edecek. Prens'e şimdiden hoş geldiniz diyorum ve bu
ziyaretin iki ülke arasındaki ilişkileri daha da iyiye götürmesini temenni
ediyorum.
Bitti...
Bu yorumlariniz sizi daha iyi tanimamiza yol aciyor.Acikcasi ITO kimliginiz cercevesinde aliilageldigimiz rutin gruntunuzden daha farkli dusuncelerinizi ogrenmeye imkan buldum.Basarilarinizin ve global dunyadaki temsilinizin devamini dilerim Sevgiler . Suat SARI
YanıtlaSilMurat Bey ,
YanıtlaSilNasil ki konusma yaparken kagitlar yerine dinleyicinin gozlerine bakmanin etkisi varsa blog yazilarinin da kisa ve istikrarli(gundelik) olmasi takipciler uzerinde etkiye sahiptir.
Tecrubelerinizi ve gozlerimlerinizi takipteyiz
Tesekkurler.
Bugün gazetede okudum bu bloğun varlığını. İlk fırsatta da bloğa girdim. Gayet güzel aydınlatıcı. Teşekkürler.
YanıtlaSilhttp://www.gezginingunlugu.org
Merhabalar,
YanıtlaSilBlogger platformunda İstanbul Ticaret Odası Başkanı Sayın Dr. Murat Yalçıntaş'ı görmek, biz bloggercileri son derece mutlu etmiştir. Hoş geldiniz! Okuyucusu ve takipçisi çok olan iyi ve başarılı bir blogger olmanızı diliyorum. Kişisel dokunuşu olan blog sayfanızın rüştünü ispat etmekle birlikte diğer blogger sayfalarının arasından seçilerek blog dünyasındaki hakettiği yeri alacağına inanıyorum.
Selam ve saygılarımla.