26 Mart 2012 Pazartesi

Mesafemiz Uzak, Fırsatımız Çok


Sn. Yazıcı tüm katılımcılara sertifikalarını bizzat verdi

Fuar açılışımız çok başarılı oldu. Konuk bakan ve Sayın Yazıcı çok güzel birer konuşma yaptılar. İlk açılış saatinden itibaren kalabalık bir ziyaretçi topluluğunu ağırladık. Folklor ekibimiz her yerde olduğu gibi burada da çok ilgi çekti. Gıdacı katılımcılarımızın önünde artık alıştığım kuyruklar oluştu. Sayın Yazıcı ile tüm katılımcıları gezdik, sertifikalarını verdik ve fotoğraf çektirdik. Konuştuğum herkes, istisnasız, memnun olduğunu belirtti ve teşekkür etti. Zaten katılımcılarımızın çoğu daha evvel bizimle fuara gelen ve memnun olup diğer ülke fuarlarına da bizimle katılan firmalar. Bu KOBİ’lerin İTO sayesinde ihracatçı haline geldiklerini görmek, başarı hikayelerini dinlemek tüm yorgunluğumu aldı götürdü.

PETRONAS: İSLAMİ GEOMETRİ KONSEPTİNDE (!) ÇELİK YIĞINI

Sertifikaları dağıttıktan sonra, halen dünyanın en büyük ikiz kuleleri unvanını taşıyan Petronas kulelerini ziyaret ettik. Petronas, Malezya’nın milli petrol şirketi. 1999 yılında açılışı yapılan ve 452 metre yüksekliğindeki 86 katlı bu ikiz kuleler Malezya’nın sembolü durumuna gelmiş. İlk yapıldığı yıllarda dünyanın en uzun gökdeleni unvanını taşıyan bu yapı bu günlerde Dubai’deki Burj Khalifa (828 metre) gibi gökdelenlerin yanında küçük kalıyor. Bizi gezdiren görevli, binanın İslami geometri konseptine uygun şekilde Arjantinli mimar Cesar Pelli tarafından tasarlandığını ve 1.2 milyar dolara mal olduğunu anlattı. Bu dev çelik yığının neresinde hangi geometri konsepti uygulandığını hiç anlamamakla beraber, rehberimize ayıp olmasın diye sesimi çıkartmadım.

Petronas'tan bir detay

MALEZYA’NIN ATATÜRK’Ü MAHATHİR

Bu ikiz kuleler de, modern Malezya’daki birçok önemli eser gibi, efsanevi başbakan Tun Mahathir Muhammed’in projesi. Mahathir için ‘neredeyse Malezya’nın Atatürk’ü’ dersek fazla abartmış olmayız. Çok genç bir ülke olan Malezya İngilizler’den bağımsızlığını 1957 yılında kazanmış. Mahathir Muhammed 1981-2003 yılları arasında başbakanlık yapmış. Modern Malezya’da onun imzası var. Belki hatırlarsınız, 1997 yılında Asya-Pasifik krizi esnasında Mahathir IMF’ye meydan okumuş ve bir anda dünyanın gündemine oturmuştu. IMF işbirliğini reddeden Mahathir, ülkesini krizden çıkartmak için bir dizi hamle başlatmış. İşte Petronas ikiz kuleleri, Putrajaya ve Cyberjaya şehirleri, Proton arabaları hep bu devirde üretilen projeler. Mahathir halen ülkesinde çok sevilen ve emekli olmasına rağmen siyasette büyük ağırlığı olan bir lider. Kendisi ile beraber olduğum süre zarfında bunu net olarak görme fırsatım oldu.

Petronas ziyaretinden sonra öğle yemeğini Türk-Malezya İş Konseyi Başkanı Mirzan Mahathir’in davetlisi olarak yedik. Muhammed Mahatir’in oğlu olan Mirzan Bey tam bir Türk dostu. Kendisine babası ile tanışmayı çok arzu ettiğimizi söylediğimizden, ayarlama yapıldı ve Tun Mahathir Muhammed de bizi kırmayarak yemeğe katıldı.

ENCİK, DATO, TANSİRİ VE TUN

Malezya’da çeşitli unvanlar var. Bay yerine ‘Encik’ kelimesini kullanıyorlar. Sultan (eyalet lideri) tarafından verilen ‘Dato’ unvanı Batı’daki ‘Lord’a eşdeğer. ‘Dato’dan daha üst unvan ‘Tansiri’. En üst unvan olan ‘Tun’ sadece çok özel kişilere Kral (tüm Malezya’nın lideri) tarafından veriliyor. Mahathir Muhammed de bu unvana sahip olduğundan kendisine sadece ‘Tun’ diyerek hitap edilebiliyor. Bu unvanlar yabancılara da verilebiliyormuş. Eğer yanılmıyorsam biz Türklerden İslam Konferansı Teşkilatı Başkanı Ekmeleddin İhsanoğlu’na ‘Tansiri’ unvanı verilmişti.

Tun, devamlı gülümseyen, sakin ve yavaş yavaş konuşan bir lider. 1925 doğumlu bu adam şimdiye kadar üç kalp ameliyatı geçirmiş ama son derece sağlıklı ve neşeli duruyor. Yemek boyunca kendisi ile uzun uzun konuşma fırsatı buldum. Yanımda oturan bu ufak tefek, mütevazı insanın modern Malezya’nın kurucusu, demir yumruklu efsanevi bir lider olduğuna inanmak çok zor. Kendisinin ne kadar sevildiğini fuarı ziyaretimiz esnasında fark ettim. Sabahleyin fuarı Malezya Endüstri ve Ticaret Bakanı Mustafa Muhammed ile gezmiştim. Malezyalılar kendisine saygı ve alaka gösterdiler. Ama Tun ile gezerken durum bambaşka oldu. Herkes kendisi ile el sıkışmak, fotoğraf çektirmek için birbiriyle yarıştı. İnsanların gözündeki sevgiyi görmeliydiniz…

Tun Mahathir ve Sn. Yazıcı ziyaret esnasında

Hatta bu gezme esnasında sakallı bir adam omuzuma dokundu; “Yanındaki adam Mahathir Muhammed mi?” diye sordu. Ben “Evet” yanıtını verince; “Pakistan’dan geldim, Malezya ile iş yapıyorum. İlanları görünce fuarı gezmeye geldim. Senelerdir Malezya’ya gelirim ilk defa Mahathir’i görüyorum. Lütfen müsaade edin kendisi ile bir fotoğraf çektireyim, bu benim için çok önemli bir an” dedi. Mahathir’i sırf Malezya’da değil tüm dünyada bu kadar popüler kılan, zaman zaman Batı dünyasını da karşısına alarak, fakir toplumların hakkını savunan özgürlükçü ve bağımsız duruşu oldu.

EKONOMİYE ÇİN YÖNETİME MALAY ASILLILAR

Malezya, Portekizlilerin, sonra Hollandalıların en son da İngilizlerin sömürgesi olmuş, bağımsızlığına ancak 1957 de kavuşabilmiş 13 eyaletten oluşan bir devlet. Malezya’da uzun yıllar devam etmiş olan İngiliz hakimiyetinin izlerini hala görmek mümkün; mesela araçların direksiyonları sağda ve her yerde İngilizce konuşuluyor. Her eyaletin sultanı sırayla beş yılda bir Malezya kralı olmakta. Sultanlar aynı zamanda da dini lider. İngiltere’de olduğu gibi kralın yetkileri sembolik, yürütmenin asıl başı başbakan ve bakanlar kurulu. Halkın yüzde 65’i Malay, yüzde 25’i Çin ve yüzde 10’u da Hint asıllı. Ekonomi Çin asıllıların, devlet yönetimi ise Malaylar’ın elinde. Çinliler ve Hintliler İngilizler zamanında ülkeye getirildiklerinden, Malaylar kendilerini ülkenin asıl sahipleri olarak görüyor. Anayasada Malaylar lehine hükümler var ve birçok hak kanunla sadece Malaylara verilmiş. Ticaret ataşemizin anlattığına göre mesela bakanlıkların toplandığı Putrajaya’da Malay olmayanların mülk edinmeleri yasakmış. Bu gibi ayrımcılıklar da haliyle ülkede sosyal gerginliklere yol açıyor.

1 HAREKETİ KANUN KARŞISINDA BİRLEŞTİRMİYOR

Kuala Lumpur’da duvarlarda afişler gördüm; içinde Malezya bayrağı olan kocaman ‘1’. Gene aynı şekilde birçok Malezyalı’da da 1 yazan rozetler vardı. Başbakan bir hareket başlatmış; dini, dili ve ırkı ne olursa olsun tüm Malezya birlik olsun. Bu hareketi destekleyen rozetleri ve afişleri her yerde görmek mümkün. Tabii kanun karşısında eşit olmayan insanlar nasıl bir ve beraber olabilirler, ayrı konu.

Başbakanlık, Putrajaya

POLİTİKADA BELDEN AŞAĞI VURMAK SERBEST

Açıkça söylenmemekle beraber ziyaretim boyunca hissettiğim, Malezya’daki iktidar/muhalefet ilişkisi çok gergin. İktidardaki Ulusal Cephe koalisyonu 17 partiden oluşuyor. Karşı politik görüşe kimse hayat hakkı vermek istemiyor. Muhalif olmak, hasım olmak manasına geliyor. Bu yüzden politik mücadele çok sert geçiyor ve belden aşağı vuruşlar normal karşılanıyor.

Türkiye’de de sosyal barış anlamında problemlerimiz var. Mahathir’e etnik anlamda parçalı bir ülkeyi yönetmenin nasıl olduğunu sordum; “Her istediğini alamazsın, bir miktar da vereceksin” dedi. “Eğer kavga edersen hiçbir şey alamazsın, eğer beraber çalışır ve paylaşırsan ülke ekonomisi büyür ve herkesin zenginliği artar.”

Devam edecek...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder