11 Nisan 2012 Çarşamba

Küçük Ülkenin Büyük Yatırımları, Singapur



Singapur Haritası

Malezya ziyaretimizin sonrasında, Türkiye'ye Singapur üzerinden döndük. Kuala Lumpur - Singapur uçağı sabah erken saatteydi. Singapur - İstanbul uçağı ise gece geç saatte olduğundan, bu şehir – devletinde geçireceğimiz yaklaşık 10 saatimiz var. Buradaki programımız liman ziyareti ile başlıyor. Sonra Singapur'un Türkiye Büyükelçisi’yle çalışma yemeği ve arkasından da Büyükelçiliğimizde Sayın Hayati Yazıcı'nın yapacağı bir toplantı var. Arkasından kısa –gerçekten çok kısa- bir şehir turu gerçekleştireceğiz ve Büyükelçimiz Sayın Taner Seben'in ikram edeceği akşam yemeğinden sonra vatana dönmek üzere yola çıkacağız.

Sayın Seben bizi havaalanında karşıladığında yukarıdaki programın detaylarını konuştuk. Bu esnada iki şey öğrendim. Birincisi Singapur'un alıştığımız manada, üçüncü ülkelerde ikamet eden büyükelçileri yok. Mesela Türkiye Büyükelçisi Singapur'da oturup, kendi işine bakıyor. Senede birkaç defa da Türkiye'ye gelip gerekli temaslarda bulunuyor.

DENİZİ DOLDURARAK GENİŞLİYORLAR

İkinci öğrendiğim de Singapur'un fiziki yapısı oldu. Burası Malezya'nın hemen yanında bir ‘ada devlet’. Yüzölçümü yaklaşık 700 km2. 1960’larda adanın yüzölçümü 600 km2 imiş. Yıllar içinde yüzölçümü artışının sebebi, denizin devamlı doldurulması… Uzmanların görüşü, 2030 yılında Singapur'un bir 100 km2 daha büyüyeceği şeklinde. Eskiden denizi doldurmak için toprağı Malezya ve Endonezya'dan alıyorlarmış. Ama bu iki ülke Singapur'un devamlı genişlemesinden rahatsız olup toprak vermeyi kesince, Singapur Kamboçya'dan toprak ithal etmeye başlamış.
 
Denizdeki Stadyum

Bu benim Singapur'a ikinci gelişim. İlk ziyaretimde sadece birkaç saat kalmıştım. O günden aklımda kalan tek şey, çok şiddetli yağan yağmur ve boş sokaklarda taksi aradığım...

Belki biliyorsunuzdur, bu ada devletçik kişi başına düşen yıllık 60 bin dolar gelirle dünyanın en müreffeh ülkelerinden biri. Eğer hatırlamak gerekirse, Türkiye’de kişi başına düşen milli gelir 10.000 dolar civarında. Singapur aynı zamanda dünyanın en önde gelen finans merkezlerinden biri ve dünyanın üçüncü büyük petrol işleme kapasitesine sahip. Ayrıca Singapur Limanı da Şangay Limanı’ndan sonra dünyanın en işlek limanı.
 
TİCARET NOKTASINDAN DEVLET OLMAYA UZANAN YOL

Aslında burası devlet değil, dev bir şirket. Ülke 1819 tarihinde, İngilizler’in meşhur Doğu Hindistan Ticaret Şirketi’nin (East India Trading Company) bir ticaret noktası olarak kuruluyor. Kurucusu, Sir Raffles. Başlangıcı bir liman, yakınındaki depolar ve tüccarların yaşaması için birkaç bina. 1824’de İngiliz toprağı olan ada, 1965’te bağımsız bir ülke oluyor.

5 milyonluk nüfusun yüzde 75'i Çinli. Kalanı ise Malay ve Hint kökenli. Singapur, şirket gibi yönetildiğinden dolayı ülkenin kuruluşundan beri aynı parti iktidarda; Halkın Hareketi Partisi (PAP). Zaten şimdiki başbakan da Singapur’un ilk başbakanının oğlu. Burada muhalefetin pek hoş karşılanmadığının da altını çizmem lazım.
 
BİSİKLETE YANLIŞ PARK CEZASI

Bunun yanında Singapur sert cezalarıyla da tanınıyor. Ticaret müşavirimiz bisikletini yol kenarında bıraktı diye 100 dolar ceza ödemek zorunda kalmış! Tabii bu sert kurallar neticesinde, tertemiz ve yemyeşil bir şehir olmuş Singapur. Binalar bakımlı, sokaklar geniş ve ferah. İnsanları da son derece nazik. Mesela kartvizitlerini mutlaka iki elle uzatıyorlar ve hafifçe eğiliyorlar. Bu nezaket benim oldukça hoşuma gitti.

Büyükelçimizin dediğine göre, Singapur’da 54 Türk firması ve 500 civarında Türk vatandaşı varmış. Ağırlıklı olarak denizcilik ve finans sektörlerinde profesyonel yöneticilik yapıyorlar ancak lokanta sahibi birkaç vatandaşımızın da olduğunu öğrendim. Milli gururumuz THY de her gün Singapur'a uçuyor.
 
MÜKEMMELİĞİN SIRRI KISITLI KAYNAKLARDA

Singapur Limanında bir Konteyner Gemisi

Singapur Limanı'na geldiğimizde bizi PSA (limanı işleten şirket) genel müdür yardımcısı karşıladı ve kendisi bizzat gezdirdi. Limanın boyutlarının ve işletilmesindeki profesyonelliğin beni etkilediğini itiraf etmeliyim. Limanda 2011 yılında 29 milyon konteyner elleçlenmiş. Bunun sadece 4 milyonu Singapur'a ithal edilmiş, geri kalan 25 milyonu da transit olarak limandan geçmiş. PSA hissedarları devlet kurumları olan özel bir şirket. Türkiye dahil 17 ülkede 29 liman (Mersin Limanı) işletiyor.

Limanı gezerken ev sahibimize nasıl bu kadar dakik ve verimli çalışabildiklerini sordum. "Toprağın ve işgücünün kısıtlı olması bizi mükemmeliyetçiliğe zorladı ve başarılı olduk" dedi. Zaten Singapur'da üniversiteyi bitiren eğer yurtdışına gitmeyecekse ya havaalanında ya da limanda işe girmeye çalışırmış.

Hem ithalat hem de ihracat yapan bir işadamı olarak gümrük kontrollerinin nasıl yapıldığını merak ettim. Zaten Sayın Yazıcı da bunu sordu. Cevap aslında çok basitti; gümrüğü ve liman işletmesini tamamen ayırmışlar. Liman günde ortalama 80 bin konteyner elleçliyor ve hiçbirinin içini kontrol etmiyor. Eğer ihbar olursa veya şüphelenirlerse gümrük kısmına gönderiyorlar, orada fiziki muamele yapılıyor. Bunun haricinde gümrük ile liman arasındaki tüm ilişki sadece elektronik ortamda.
 
FOTOĞRAF İÇİN İZİN ALAMADIM

Limanın yönetim kısmını gezerken iki ofis beni heyecanlandırdı. Geniş ekranlar ve bilgisayarlara dolu bu mekanlarda genç Singapurlular büyülenmiş gibi önlerindeki ekranlara bakıyor ve klavyeleriyle aralıksız bilgi giriyorlardı. Önlerindeki işe o kadar dalmışlardı ki birçoğu bizim içeri girdiğimizi bile fark etmedi. Fotoğraf çekmek istedim, ancak buna izin vermediler.

Birinci ofis tüm limandaki konteynerlerin pozisyonunu takip ettikleri oda. Hangi konteyner yükleniyor, hangisi boşalıyor, bu konteyner hangi en kısa yoldan nerede istiflenir gibi sorular bilgisayarlar yardımı ile cevaplanıyor ve sahadaki personele talimat gönderiliyor.

Singapur Limanı

DEV VİNÇLERİN KONTROLÜ ÇOK EĞLENCELİ

İkinci ofis bilgisayar oyunlarının oynandığı bir odaya benziyordu ve çok eğlenceliydi. Buradaki gençler önlerindeki dev monitörler ve joystickler vasıtasıyla dev vinçleri kontrol ediyorlardı. Kamera yukarıdan konteyner yüklü kamyonu gösteriyor, aynı bilgisayar oyununda olduğu gibi operatör joystick’le yüzlerce metre öteden ekrana bakarak dev vincin kancasını kamyonun üzerine indiriyor ve konteyneri kavrıyor. Arkasından konteyneri biraz yukarıya kaldırıyor ve boşa çıkan kamyon ayrılıyor. Sonrası daha keyifli; istif yerleri belli olduğundan operatör bir düğmeye dokunuyor ve bilgisayar vinci otomatik kontrole alıp konteyneri istifleneceği yere kendi kendine götürüyor. Bu esnada boşa çıkan operatör de hemen yandaki vincin komutasını devralıyor ve arkadan gelen kamyonu boşaltmaya başlıyor.

İŞADAMI OLARAK BU REKORA İMRENDİM

Bu şekilde 40 saniyede bir konteyneri elleçliyorlarmış. Dış ticaret yapan ve zaman zaman limanlarda bulunan bir işadamı olarak bu 40 saniye rekoruna imrenmedim desem yalan olur. İnsansız vinçlerden sorumlu şef biraz da şişinerek ; "Aslında tüm operasyonu insansız yapabilecek teknolojik altyapıya sahibiz ama kamyonun içinde şoför olduğundan orada risk almak istemiyoruz" dedi. Bakanımız Hayati Bey hata oranını sordu:

"Mesela bu kadar konteyner içinde nerede olduğunu bulamadığınız veya yanlış gemiye yüklediğiniz oluyor mu?"

Hata oranı ‘1 milyonda 3’müş. O da elleçleme esnasında işçi yaralanması veya konteynerin zarar görmesi şeklinde oluyormuş.
 
Bu kadar rakam, monitör ve ışıktan başı dönen ben, neden bu kadar fazla otomasyona ihtiyaç duyduklarını sordum; cevap çok basitti: "Eleman yok, olanlar da çok pahalı."

Liman gezisinden sonra Singapur'un Türkiye Büyükelçisi’nin davetlisi olarak öğle yemeği yedik. Daha sonra da, büyükelçiliğimize geçtik. Orada, büyükelçilik mensuplarından Singapur hakkında bilgi alarak zamanı değerlendirdim.

BOYU UFACIK YATIRIMI KOCAMAN

Ekonomik veriler beni imrendirdi. Ufacık boyuna rağmen Singapur ABD'deki 13’üncü büyük yatırımcı. Halkı da zengin. Başbakanın yıllık maaşı 1.5 milyon dolar, bakanların da 1 milyon dolarmış. Yanlış hatırlamıyorsam Amerikan Başkanlarının yıllık maaşları 250 bin dolar. Tüm dünyanın perişan olduğu 2008 krizinde burası yüzde 14 büyümüş. Hükümet de halka çalışmalarına teşekkür olsun diye kişi başına 850 dolar dağıtmış (3.5 milyon kişiye).

Sayın Yazıcı'nın büyükelçiliğimizdeki toplantısı bittikten sonra, akşam yemeğine kadar hızlıca şehri gezmeye karar verdik. İlk ziyaret noktamız dünyaca ünlü Marina Bay Sands Fuar ve Kongre Merkezi.

Sn Yazıcı, Büyükelçimiz ve Sn Topçu ile Marina Bay'in önünde


Terastaki Yüzme Havuzu


Burası 5.6 milyar dolara mal olmuş. İçinde gazinosu, 2.500 yataklı oteli, fuar alanı ve kongre merkezi olan dev bir yapı. Mimarisinin en vurucu taraflarından biri, çatı terasındaki yüzme havuzu. Ayrıca terastaki kafede, Singapur'u yukarıdan seyrederek içeceklerinizi yudumlayabilirsiniz.

Daha sonra finans merkezini ve Çin Mahallesi’ni gezdik. Hava kararınca da, nehir kenarında bulunan lokantalar sokağında kısa bir yürüyüş yaptık. Burada karşılaştığımız Maraşlı dondurmacı hemşerim bize dondurma ikram etti. Lokantaların masalarına göz attım, hemen hepsi deniz ürünlerini tadan turistlerle doluydu.

Finans Merkezi

Daha evvel de yazdığım gibi, burası modern, temiz canlı ve ferah bir şehir. Türkiye'den de gelen hiç de küçümsenmeyecek sayıda turist var. Büyükelçimizin dediğine göre vatandaşlarımız ağırlıklı alışveriş için geliyorlarmış. Ama ben bırakın alışverişi, bir mağazanın kapsından bile giremediğimden ne fiyatlar ne de alınabilecek ürünler hakkında bilgi verebilecek durumdayım.

Ben de Singapur’dan etkilendim.  Uzakdoğu'ya gelen herkese programını yaparken Singapur'a hiç olmazsa bir, iki gün ayırmasını tavsiye ederim. Marina Bay Sands, Chinatown, nehir boyu gezinti yolu, botanik bahçesi sizlerin Türkiye’ye güzel anılarla dönmenizi sağlayacak belli başlı mekanlar.


Botanik Bahçesi


Bitti....