28 Mart 2012 Çarşamba

İki Mevsimin İnsanları; Malezyalılar


Yemekten çıktığımızda yağmur başlamıştı. Burada iki mevsim var; yağmur mevsimi ve kuru mevsim. Bizim ziyaretimiz yağmur mevsimine denk geldiğinden, her ikindi vakti yağmura yakalandık. Yağmur ılık, nispeten kısa (bir saat kadar) ama çok şiddetli. Duş alırken nasıl ıslanıyorsanız, yağmur zamanı dışarı çıkarsanız aynı şekilde ıslanırsınız. Bizim memleketin yağmurları bardaktan boşalırcasına ise, buranın yağmurları da kovadan boşalırcasına. Kuala Lumpur Belediyesi’nin en önemli görevi, şehrin ormanın içinde kaybolmaması için düzenli olarak ağaçları budamak, otları kesmek.

SUPRAMANİAM TAPINAĞINA 272 BASAMAK

Tun Mahathir bizimle birlikte fuardaki tüm stantları tek tek gezdi, herkes ile ilgilendi. Kendisini yolcu ettiğimizde vakit akşamüzeriydi. Yağmur dinmiş, hava nispeten serin. Hava kararmadan evvelki birkaç saati Batu Mağaraları’nı ve oradaki Hindu tapınağını ziyaret ederek değerlendirmeye karar verdik. 18. yüzyılda inşa edilen Supramaniam tapınağı Hinduların en önemli dini merkezlerinden biri. 272 basamaklı bir merdivenden çıkılıp kayalar içindeki mağaradaki tapınağa ulaşılıyor. Merdivenlerin hemen başında ziyaretçileri 150 metre yüksekliğinde, dünyanın en büyük Buda heykellerinden biri karşılıyor.

Supramaniam Hindu Tapınağı

Büyükelçimiz tapınağı daha evvel ziyaret ettiğini belirtip bizleri merdivenin başında, aşağıda beklemek istediğini söyledi. Biz Sayın Yazıcı ile tapınağa tırmandık. İkindi üzeri olmasına rağmen, o boğucu havada 272 basamağı tırmanıp daha sonra da aşağı inince terden sırılsıklam kalmıştım.

Ziyaret esnasında rehberimizin anlattıkları ise beni hayrete düşürdü. Şubat ayında kutlanan Hindu festivalinde, inananlar bu tapınağı ziyaret edermiş. Yaklaşık 6 milyon insanın katıldığı bu festivalde, 40 günlük bir orucun ardından Hindu rahipler başlarında süt taşıyarak veya etlerine taktıkları çengellere ağırlık bağlayarak bu merdivenleri çıkar ve tapınakta ayin yaparlarmış.

İBADET YERİ PİS OLUR MU!

Merdivenleri çıkıp da mağaraya girince gördüklerim beni fazla şaşırtmadı. Mağara ve ortasına kurulmuş basit tahta tapınak hakikaten pisti. Canlı renklere boyanmış tahta heykellerin önünde belden yukarısı çıplak, yüzleri boyalı Hindu rahipler bizleri kayıtsız gözlerle süzdüler. Davranışlarından meraklı turistlere alışık oldukları belliydi. Dini bir mekanın nasıl pis bırakıldığını anlamakta zorlanıyorum. Bizim temizlik anlayışımızla bu insanların temizlik anlayışı kesinlikle aynı değil… Sarı, Hindularda kutsal renk. Bu yüzden tapınağa gelirken sarı giymeye özen gösteriyorlar. Ayrıca Hindu kadınlar saçlarına yasemin çiçeği takıyorlar ve alınlarına, tam iki kaşlarının ortasına, bir nokta konduruyorlar. Nokta kırmızı ise kadın bekar, siyah ise evli demekmiş.

Mağaranın İçindeki Tapınak

KİŞİ BAŞINA DÜŞEN MİLLİ GELİR 14 BİN DOLAR

Ertesi gün Sayın Yazıcı ile beraber Putrajaya’ya, Maliye Bakanını ziyarete gittik. Putrajaya, Kuala Lumpur’a 20 dakika mesafede (45 km.). Tüm bakanlıkları ve ilgili devlet dairelerini buraya toplamışlar. Sıfırdan inşa edilen bir yerleşim birimi olduğundan, geniş yolları, modern binaları, ortasındaki suni gölü ile gerçekten etkileyici bir yer. Fakat evler, restoranlar, alışveriş merkezleri gibi canlılık sağlayan yapılar pek fazla olmadığından yolları bomboş. 1997’de başlayan inşaat 2002 gibi tamamlanmış ve o tarihten sonra devlet daireleri taşınmaya başlamış. Büyükelçimizin dediğine göre, sefaretlerin de taşınması için her ülkeye arsa verilmiş ama haklı olarak kimse Kuala Lumpur’dan taşınmak istemiyormuş.

Putrajaya

Kuala Lumpur – Putrajaya arası palmiye ormanları ile dolu. Palmiye, Malezya’ya 1910’da İngilizler tarafından getirilmiş. Şu anda Endonezya’dan sonra Malezya dünyanın en büyük palmiye yağı üreticisi. Malezya’da kişi başına düşen milli gelir 14 bin dolar civarında. Orta teknoloji ürünlerin iyi bir üreticisi olan Malezya, yarı iletkenler, elektrikli aletler, güneş panelleri gibi ürünlerde dünyanın sayılı ihracatçıları arasında.

MALEZYALILAR İLE KONUŞURKEN DİKKAT

Malezyalılar bize göre ufak tefek, sabırlı ve devamlı gülümseyen insanlar. Süt ürünlerini marketlerde pek fazla göremedim. Çok fazla et de yemiyorlar. Bu yüzden ırk olarak pek yapılı değiller. Kültürleri icabı kolay kolay “Hayır” diyemiyorlar. Bu yüzden Malezyalılarla çalışırken dikkatli olmak lazım. Bir işi yapmaları için mutlaka “Evet” demeleri lazım. Suskunluk veya konuyu değiştirme çoğu zaman “Hayır”ın yerine geçiyor.

Mütevazılıkları değişik şekillerde yansıyor. Size, bana çok tuhaf gelen bir şey söyleyeyim: Tüm devlet görevlilerinin yakasında, bakanlar dahil, ön isimlerinin yazılı olduğu bir kokart var. Bu mesela, Ali Babacan’ın yakasında ‘Ali’ yazan, veya Ahmet Davutoğlu’nun yakasında ‘AHMET’ yazan bir kokartla dolaşması demek. Başbakanları ile karşılaşmadığımdan, onun da yakasında ismi yazıyor mu, bilmiyorum.

Maliye Bakanı ile...

Malezya ve Türk firmaları arasında güzel ortaklıklar var. Bildiğiniz gibi Sabiha Gökçen Havaalanı’nın ortakları arasında Malezyalı bir şirket de var. Ayrıca Acıbadem gurubu hisselerinin bir kısmını Malezyalılara sattı ve Malezyalıların uluslararası sağlık şirketine ortak oldu. Bunlar güzel gelişmeler ve umarım sayıları da artar.

PELERİNLİ TURİSTLER PEK EĞLENCELİ

Putrajaya’daki camiyi de ziyaret ettik. Camiyi ziyaret eden kadın turistlere görevliler kollarını ve başlarını örtmeleri için pelerin veriyorlardı. Müslüman turiste mavi pelerin, diğerlerine pembe pelerin. Caminin içinde gezinen pembeli mavili turistlerin beni çok eğlendirdiğini itiraf etmeliyim :)

Büyük Cami, Putrajaya

İSLAM SANATLARI MÜZESİ’Nİ MUTLAKA GÖRÜN

Malezya’dan ayrılmadan bulduğum kısa bir vakitte İslam Sanatları Müzesi’ni http://www.iamm.org.my/i_ex/ ziyaret ettim. 1998’de gene Mahathir tarafından kurulan bu müze şimdi özel bir girişimci tarafından işletiliyor. 7 binden fazla eserin sergilendiği müzede en çok ilgimi çeken, zengin kütüphanesi (İslami sanatlar üzerine hiçbir yerde bulamayacağınız kitaplar var) ve dünyadaki birçok caminin maketinin sergilendiği salon oldu. Buranın, yolu Malezya’ya düşen her sanat meraklısının kaçırmaması gereken bir müze olduğunu düşünüyorum.

İslam Sanatları Müzesi

Bu kısa ama yoğun ziyaretten sonra sabah erken bir saatte Singapur’a doğru yola çıktık. Malezya belki mesafe olarak uzak, ama yaşam tarzı olarak bize yakın bir ülke. Türkiye – Malezya ilişkilerinin gelişmesinin her iki ülkenin de menfaatine olduğunu düşünüyorum. Uzakdoğu’ya iş veya turizm amaçlı gitmeyi düşünen herkese de Malezya’yı kısa da olsa ziyaret etmesini tavsiye ederim.

Türk İhraç Ürünleri Sergisi


Bitti....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder