20 Ağustos 2011 Cumartesi

Somali Heyet Gezisi IV


Son olarak savaşta tahrip olmuş, onarılmak ve işletilmek üzere bizlere devredilmesi düşünülen dörtyüz yatak kapasiteli hastaneyi ziyaret ediyoruz. Heyetin büyük kısmı hastaneyi ziyaret ederken biz birkaç kişi hastanenin yanındaki kamptaki mültecilerin içine karıştık. Özellikle çocukların hali çok içler acısı. Biz iki arkadaş bu son ziyarette kendimiz birkaç çocuğu sevindirelim diye yardım etmek istiyoruz. Bir anda etrafımız sarılıyor, çocuklardan uzağa savruluyoruz. Birkaç saniye içinde elime koluma yapışmış kalabalığın içerisinde kayboldum. O karışıklıktan dışarı nasıl çıktığımı şimdi bile hatırlamıyorum.

Daha sonra minibüste, tecrübeli dostlar yaşadıklarımın ne kadar tehlikeli olduğunu ve doğurabileceği sonuçları anlattıkları zaman kendi kendime kızmadım desem yalan olur.




Güneşin son ışıkları ile havaalanına giriyoruz. Pistin aydınlatma sistemi olmadığından gün batmadan havalanmak lazım. Kanadı hasarlanan uçağın yerine bizi geri götürecek ayyıldızlı Airbus'u görmek tüm kafilede çok derin bir sevinç uyandırıyor.




Yurtdışında nereye gidersem gideyim, dönüşte THY uçağına adım atmak benim için vatana kavuşmakla eş anlamlı. Bu sefer de aynı şeyi hissettim ama bir parçam Somali'de kaldı. Ben giderken sadece yardım götürüyoruz zannetmiştim. Meğerse oraya kendimize tutulan bir aynaya bakmaya gitmişiz. İnsanlığımıza tutulan bir aynaya, ruhumuza, yaşamımıza tutulan bir aynaya baktık biz orada.

Yirmi senedir süren bir kardeş kavgasının cennet olabilecek bir ülkeyi ne hale getirdiğini gördük. Kanaat önderlerinin ve politikacıların hırslarının nelere sebep olabileceğini yaşadık. Süslü, büyük, yıldızlı cümlelerin, tartışılmasına izin verilmeyen kavramlarla bezenerek bir milleti nasıl felakete sürüklediğine tanık olduk. Ne kadar şanslı doğduğumuzu, gündelik hayatımızda şikayet ettiğimiz birçok şeyin aslında ne kadar önemsiz olduğunu ve sorumluluğumuzun aslında ne kadar büyük olduğunu anladık. Allah cc bizleri bu gibi yanlışlara düşmekten korusun.



2 yorum:

  1. Sayın Başkanım,
    Oralara gidemesek de, değerlendirmelerinizle meseleye yakinimiz arttı. Öncelikle sayenizde meselenin "kıtlık ve kuraklık" zaviyelerinde yansıtılmasının ne kadar yanlış olduğunu farkettim.. Güvenlik ve sağlık tedbirleri olmadan gönderilen yardımlar altı boş bir ambara buğday doldurmaya çalışmak gibi beyhude gözükmeye başladı bana.. ya da günü kurtarmak..
    ziyaretiniz için ve bu özverili ve duyarlı yorumlarınız için acizane teşekkür ediyorum.
    ayrıca yaşadığınız sıkıntılar için de geçmiş olsun.. size "ayna" teşbihini yaptıranlar en çok onlar olsa gerek..

    YanıtlaSil
  2. dün akşam sözlü aktarımlarınız ve bu yazı bana oralara gitmeden orada olabilme hissi verdi, teşekkür ederim. umarım toplum olarak Somali halkına gösterdiğimiz hassasiyeti bu cennet vatanda birbirimize de gösteririz.
    saygılarımla.
    OYC

    YanıtlaSil