ITO Heyeti Fuarda
16 Kasım Çarşamba sabahı fuarımızın açılışı Sn. Zafer Çağlayan ve Maharashtra Eyalet
Valisi Shri Kateekal Sankaranamayanan ile birlikte yaptık. Kurdele kesiminden
sonra protokol konuşmaları oldu.
Törende
iki sahne ilginçti. Birincisi, biz fuarları kurdele keserek açarız. Hintliler
ise bir kandil yakıyorlar. Sanırım bu, iyiliğin kötülüğü yenmesini temsil
ediyor. Bu yüzden, önce kurdele kestik sonra da kandil yaktık. İlgimi çeken
ikinci olay ise folklor gösterisi esnasında oldu. Biz her yurtdışı fuara
giderken yanımızda kültürümüzü tanıtmak
için mutlaka folklor ekibi, Türk el sanatçıları ve Türk yemekleri yapacak aşçılar
götürüyoruz. Burada da aynı şeyi yaptık.
Kandil Yakma Seremonisi
VALİYİ
YUMUŞATAN FOLKLÖR GÖSTERİSİ
Vali yaşlıca bir adam ve çok ciddi. Hiç gülümsemedi, ta ki folklör gösterisi başlayana kadar. Folklorümüzü izlerken, o ciddi adam gitti, yerine gülümseyen, eli ayağı ile ritim tutan sevimli bir insan geldi. O kadar olumlu bir hava oldu ki, gösteri sonunda Vali, folklor ekibi ile fotoğraf çektirmek istedi ve benimle beraber birçok katılımcıyı ziyaret etti.
Vali gittikten sonra Sn. Çağlayan ile tek tek tüm katılımcıları gezdik, beratlarını verdik ve fotoğraf çektirdik. Firmaların hepsi çok memnundu ve daha fuarın ilk saatleri olmasına rağmen çoğunda ziyaretçi vardı. Biz de zaten organizatör olarak hepsine daha gelmeden randevular ayarlamıştık. Sn. Çağlayan, gittiğimiz her firmaya görüşmelerin nasıl geçtiğini, sipariş alıp almadıklarını, memnun olup olmadıklarını sordu. Hepsinden de olumlu cevap aldı.
Sn Vali Folklor Hakkında Bilgi Aldı
KAYSERİLİ
MOBİLYACININ KAPORASI
Derken
Kayserili bir mobilya üreticisine sıra geldi ve ben şöyle bir diyaloğa şahit
oldum;
-
Kolay gelsin
hemşerim, nasıl gidiyor, memnun musun?
-
Teşekkür ederim
sayın bakanım, çok memnunuz.
-
Bak herkes sipariş
almış, sen bir şeyler satabildin mi bari?
- Ohoo, sayın bakanım,
onlar sipariş almış. Ben Kayseriliyim. Sipariş aldım, bir de üstüne nakit kapora
aldım.
İşadamlarımızın
yüksek memnuniyeti tüm yorgunluğumu aldı götürdü.
Stand Ziyaretleri
‘SLUMDOG
MILIONAIRE’ MAHALLELERİNDE HAYAT DERSİ
Fuarda işimiz bittikten sonra Hintli işadamları ile toplantı yapmak üzere tekrar Tac Mahal oteline dönmek üzere yola çıktım. Ancak yolda şoförden beni Mumbai'nin gecekondu semtine götürmesini istedim çünkü Oscar ödüllü ‘Slumdog Millionaire’ filminin geçtiği yerleri çok merak ediyordum. Mumbai nüfusunun en az yüzde 40'ı bu kenar mahallelerde yaşıyor. Şoför bazı yerlerde otomobilden kesinlikle inmemem, bazı yerlerde ise otomobilden uzaklaşmamam konusunda beni sıkı sıkı tembihleyip benden söz aldıktan sonra, bu mahallelere girmeyi kabul etti.
Gördüklerimi tam anlamayla anlatabileceğimi sanmıyorum. Birkaç yerde çekebildiğim fotoğraflar tam bir fikir vermekten uzak. Bu ülkede hem çok zengin ve hem de çok fakir var. Gecekondu semtleri inanılmaz derecede pis, lağımlar açıktan akıyor ve halk bu durumu benimsemiş görünüyor. Mahalleler aşırı kalabalık; insanlar üst üste yaşıyor. Hayatım boyunca pek çok fakir insan ve ülke gördüm, çok zor şartlar altında yaşayan kimselerle tanıştım, durulması çok zor ortamlarda bulundum. Burada gördüğüm ise bambaşka… Her şeyden evvel insanlık onurunu zedeleyen bir resim. Buna rağmen insanlar inanılması güç bir teslimiyet içinde, gülümseyerek hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlar.
Bu gecekondu mahallesi ziyareti iki buçuk saatimi aldı ve Hintli işadamları ile yapılan toplantıya zar zor yetişebildim. Ama hiç pişman değilim. Gezdiğim gecekondu semtlerinin bana çok önemli bir hayat dersi verdiğini düşünüyorum.
HACI
ALİ TÜRBESİ
Gecekondu
mahallesinden otele dönerken, otelimizin yakınındaki Hacı Ali türbesine de uğramak
istedim. Burası denizin kenarına inşa edilmiş, güzel bir yapı. Önündeki yol
boyunca seyyar satıcılar ve dilenciler dizilmiş. Satıcılar boncuk ve örtü
satıyorlar. Aynı İstanbul’daki Telli
Baba türbesinde olduğu gibi dileği olanlar bu boncuklardan veya örtülerden alıp
sandukanın üstüne seriyorlar. Türbeye akşam geç saatte gitmeme rağmen çok kalabalıktı.
Sadece Müslümanlar değil, Hindular da bu
türbeyi ziyaret ediyorlar.
Hacı Ali, çok zengin bir adammış. Hayatının
sonuna doğru tüm varlığını fakirlere dağıtmış ve ondan sonra da Mekke’ye hacca
gitmiş. Döndükten sonra da vefat etmiş. Sevenleri de kendisi için bu türbeyi
inşa etmişler.
Toplantı ve yemek sonrasında biraz oyalandık, ondan sonra da Türkiye'ye dönüş için ver elini havaalanı. İşte iki günlük Hindistan seyahatinin ana hatları bu şekilde.
İŞADAMLARI
İÇİN OLDUĞU KADAR SEYYAHLAR İÇİN DE FIRSAT
Bu
ülke büyük bir ekonomi, köklü bir kültür ve zıtlıkları, fırsatları ve
sürprizleri aynı anda barındırabilen bir sistem. İşadamlarımız için Hindistan’ın
gözden uzak tutulmaması gereken bir alternatif olduğunu düşünüyorum. Dünyayı
gezip görmek, yeni yüzler, yeni yerler ve yeni kültürler tanımak isteyen
seyyahlar için ise bu ülke mutlaka gezi listesinin en üst basamaklarında yer
almalı.
Bitti.....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder