13 Temmuz 2012 Cuma

Anadolu'yu anlamak için memleketimi görmelisiniz


Yaklaşık 70 kişilik İstanbul Ticaret Odası heyetini taşıyan uçak Şanlıurfa Havaalanı’na doğru alçalırken içimi tuhaf bir heyecan kapladı. Nur içinde yatsın, rahmetli babaannem Urfa’nın Birecik ilçesindendir. Akrabalarımızdan bir kısmı da hâlâ Birecik’te yaşar.  Kulaklarımda bugün bile babaannemin bana küçükken masal niyetine anlattığı hatıralar var. Fransız nasıl saldırmış, bir gece yarısı sallarla gizlice Fırat’ı kadın ve diğer çocuklarla nasıl geçip kaçmışlar, arkalarından Fransız nasıl kurşun sıkmış…

Şimdi de babaanne ocağına, Şanlıurfa – İstanbul iş ilişkilerini artırmak için gidiyoruz. Babam ve annem de 26 Haziran 2012 Salı günü yaptığımız bu yolculukta bizleri yalnız bırakmadı. Şanlıurfa havaalanı beş sene evvel inşa edilmiş modern bir tesis. Eski havaalanının aksine, şehrin kuzeyinde modern terminali ve eşi ancak İstanbul’da bulunan uzun pisti ile bölgenin tüm ihtiyaçlarını görebilecek bir kapasiteye sahip. Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) projesi ile değişen bölge kaderinin bir yansıması gibi gözüküyor gözüme.

Balıklıgöl, Şanlıurfa

ÜRETİM YERİNE İNŞAAT YAPIYORLAR

GAP özellikle tarım alanındaki yatırımlarla bölgeye ciddi bir zenginlik getirdi. Sulanabilen alanların artmasıyla Urfa’nın tarım üretimi 2011’de 5 milyar liraya çıktı. Urfalı bu zenginliği doğru yönde kullanabiliyor mu; o ayrı bir soru çünkü gözlemlediğim kadarı ile bu gelen para, üretime yönelik yatırım yerine ağırlıklı olarak inşaata gitmiş. Urfalı, kazandığı para ile modern binalar dikmiş, arsa ve tarla fiyatları tavan yapmış. Halbuki bölgenin ihtiyacı tarımsal üretimi yüksek katma değerli gıda ürünlerine dönüştürecek tarımsal sanayi yatırımları, işleme, paketleme tesisleri, soğuk zincirler, dağıtım kanalları, vs.

Gerçi hâlâ katedilecek çok mesafe var. Şanlıurfa,  Türkiye’nin en hızlı büyüyen şehirlerinin başında geliyor. GAP’ın sulama kısmının bitmesiyle şehrin tarım üretimi üçe katlanacak. Dolayısı ile bu emlak heyecanın bir müddet sonra biteceğine ve üretim yatırımlarının hız kazanacağına inanıyorum.

PEKİ BİZ NE EDEK?

Bölge insanı eksikliklerinin, özellikle tanıtım alanındaki hatalarının farkında. Bir hemşerim bana dert yandı; “Türkiye fıstık üretiminin yüzde 50’sini biz yapıyoruz, fıstığa Antepliler sahip çıktı, isot (biber) bizim ama tescilini Maraş aldı, biz ne edek?”

Şanlıurfa’nın turizm potansiyeli de çok yüksek. 2011’de yıllık geceleme adedi 500 bin olsa da bu rakam önümüzdeki yıllarda çok daha yukarıya çıkacak. Bildiğiniz gibi, Göbeklitepe’de yapılan kazılarda MÖ. 9500’e kadar dayanan bulgular elde edildi ve insanlık tarihini değiştirecek keşifler yapıldı. Göbeklitepe tapınağı Mısır piramitlerinden de, İngiltere’deki Stonehedge’den de daha eski. Şanlıurfa’nın diğer bir büyük tarihsel değeri ise yeryüzünün ilk üniversitesi olma özelliğine sahip Harran Medresesi.

Göbeklitepe, Şanlıurfa

DİN TURİZMİ AÇISINDAN EŞSİZ

Bunların yanında dini turizm açısından da Şanlıurfa çok önemli değerleri barındırıyor. Hazreti İbrahim’in ateşe atıldığı yer olarak bilinen Balıklı Göl, Ayn-ı Zeliha ve yanındaki Dergah Camii ülkemizin en önemli dini ziyaret alanlarından biri. Urfa Belediyesi çok güzel bir çevre düzenlemesi ile burayı mükemmel bir turistik mekana çevirmiş. Dergah Camii’nin avlusundaki Said Nursi Hazretleri’nin ilk gömüldüğü makam ise ziyaretçilerin ziyaret ettikleri diğer bir nokta. Avlunun diğer ucunda ise Hazreti İbrahim’in doğduğuna inanılan mağara var.

Hemşerilerim çok güzel bir dini - kültürel değeri yaşatmayı sürdürüyorlar. Yaklaşık 300 senedir (rakamda yanılabilirim çünkü rivayettir) hiç kesintiye uğramadan, her sabah namazı sonrası Dergah Camii’ne bitişik küçük mescitte cehri zikir yapılır. Bu öylesine yerleşmiş ve kuvvetli bir sivil insiyatiftir ki, 12 Eylül ihtilalinin o zorlu günlerinde bile bu ibadet kesintiye uğramamıştır.

Dergah Camii, Mescid ve Said Nursi makamı

ÖNCE SIRA GECESİ SONRA CİĞERCİ

Bizlerin de Şanlıurfa ziyareti gerçekten dolu dolu geçti. Akşam, valimiz Sayın Celalettin Güvenç bizlere bölgeye özel unutulmaz bir sıra gecesi yaşattı. Benim Sayın Güvenç ile tanışıklığım eskiye, 2006 yılına kendisinin Erzurum valiliği dönemine dayanır. Celalettin Bey, ‘Universiade 2011 Oyunları’nın Erzurum’a kazandırılmasında en çok emeği geçen kişidir. Ben de İstanbul Ticaret Odası Başkanı olarak kendisine destek vermiş, gelen heyetleri ağırlamış, bilgilendirme toplantıları düzenlemiş hatta Universiade’ı kazandığımız Torino kentindeki sunum konuşmasını yapmıştım.

Sıra gecesinde davulcu

Sıra gecesi, adına uygun bir şekilde çiğköfte ikramı, Urfa türküleri ve koyu bir sohbet ile geçti. Babam uzun uzun Suriye’deki politik gelişmeleri ve Türkiye’nin buradaki rolünü anlattı. Biz de Sayın Güvenç ile eski günleri andık. Ertesi sabah gündoğumunu Balıklı Göl’de karşıladık ve adet olduğu üzere sabah kahvaltısını hemen bitişikteki Sipahi Pazarı’ndaki ciğercilerin birinde yaptık.

Heyetimiz kahvaltıda

Saat 10.00’a doğru hem İstanbul’dan gelen Mehmet Büyükekşi liderliğindeki Türkiye İhracatçılar Meclisi heyetini hem de Ankara’dan bakanlarımız Zafer Çağlayan ve Faruk Özak’ı taşıyan uçakların Şanlıurfa’ya inmesi ile bizler de toplantının yapılacağı DSİ salonuna geçtik. Yatırım ve ticaret imkanlarının tartışıldığı toplantının ardından öğle yemeği yendi.

Toplantıyı izleyenler arasında Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş da vardı

Yemekten sonra birkaç arkadaşımla birlikte ana heyetten ayrılarak Şanlıurfa Ticaret Borsası’nı ziyaret ettim. Bölgedeki tarım potansiyelini konuştuğumuz görüşmenin ardından Organize Sanayi Bölgesine geçtik. Burada İTO Meclis Üyesi Cengiz Balçık Beyefendi’nin kurduğu medikal malzeme üretim tesisini gezdik. Ardından da yorgun, sıcaktan biraz da bitkin ama çok mutlu olarak havaalanına hareket ettik.

ANADOLU’YU ANLAMAK İÇİN

Şanlıurfa özellikle tarım ve turizm alanlarında yatırım yapmayı düşünen işadamlarımıza büyük fırsatlar sunuyor. Bunun yanında, işadamı olmasanız bile, mutlaka memleketimi gidip görmenizi tavsiye ederim ve sıra gecesine katılıp çiğköfte yemeden, Ayn-ı Zeliha efsanesini pınarın sularına bakarak dinlemeden, Sipahi Pazarı’nın tarihi havasını soluyup, sabahın ilk ışıklarıyla sokaktaki peykelerden birine yerleşip ciğer dürüm tatmadan Anadolu’yu tam manası ile anlayamazsınız derim.

 Sn Balçık'ın tesisinde

Bitti...
Diğer fotoğraflar için  http://www.facebook.com/myalcintas.sayfa



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder