İstanbul Ticaret Odası olarak son üç yılda Anadolu’da şehitlerimiz adına yaptırdığımız okullardan birini de
Şırnak’ın Kumçatı ilçesinden bir şehidimiz adına inşa ettik; Şehit Er Burhan
Yalçın İlköğretim Okulu.
Okulun açılış töreni için Şırnak
valisi Sayın Vahdettin Özkan ve Şırnak Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Sayın
Osman Geliş’in davetlisi olarak kalabalık bir işadamı heyetiyle 27 Nisan 2012
tarihinde Şırnak’a gittik.
Bizim gibi zamanla yarışan insanlar
için günübirlik Şırnak ziyareti ancak Diyarbakır üzerinden yapılabilir. Sabah
İstanbul’dan ilk uçakla Diyarbakır’a gideceksiniz. Akabinde araçla Mardin –
Nusaybin – Cizre yolunu takip ederek Şırnak’a varacaksınız. İşinizi bitirdikten
sonra da aynı yol üzerinden Diyarbakır’a dönüp en son İstanbul uçağını
yakalayacaksınız…
Diyarbakır – Şırnak yolu dümdüz,
güzel bir yol. Yaklaşık 280 km .
Güneydoğu Anadolu
HOYRAT YAPILANMANIN ADI TOKİ
Yola çıktıktan sonra ilk molayı
Mardin’de verdik. Tepenin yamacına dizilmiş avlulu taş evleri, dolambaçlı dar
sokakları ve tarihi yapılarıyla Mardin şehri mimari açıdan gerçek bir sanat
eseri. Özellikle son yıllardaki restorasyon çalışmaları Mardin’in
güzelliklerini daha da öne çıkarmış. Ama ne yazık ki, diğer birçok Anadolu
kentinde olduğu gibi Mardin ve Şırnak’ta da, TOKİ’nin hoyrat yapılanmasını
gözlemledim. Şehrin mimarisine uygun, tarihi silüeti zedelemeyecek az katlı
yapılar inşa etmek yerine TOKİ aynı standart kübik apartmanlarını büyük bir
umursamazlıkla Mardin’e de dikmiş.
Tek teselli bulduğum nokta bu
binaların eski şehirden uzağa, yeni inşa edilen mahallelerde yapılmış olması.
MAYINLI HATTA ORGANİK TARIM
Nusaybin yolu ise Suriye sınırına
paralel gidiyor. Tren yolu boyunca giden asfaltın hemen öte yanı Suriye
toprakları. Suriye ile aramızda, her iki tarafı da dikenli tel ile çevrilmiş,
kilometrelerce uzunluğunda mayınlı bir kuşak var. Uzun yıllar boyunca hiç
işlenmediği için bu hat aslında organik tarım için biçilmiş kaftan. Yalnız
buradaki en önemli mesele, bu mayınların kimler tarafından ve nasıl
temizleneceği. Korkarım, Suriye ile yaşadığımız gerginlik bu projenin hayata
geçmesini bir müddet daha erteleyecek.
Nusaybin’den sonraki en önemli
yerleşim birimi Cizre. Bu ilçemiz Habur sınır kapısına yakınlığından dolayı
kamyonların uğrak yeri olmuş. Cizre’nin diğer bir zenginliği de, Güneydoğu
kültüründe çok önemli bir yeri olan Mem u Zin’in mezarlarını barındırması. Mem
u Zin, benzerlerini Anadolu’nun pek çok köşesinde duyabileceğiniz son derece
acıklı bir aşk hikayesi. Bu destan 17. yüzyılda Kurmançi lehçesi ile Ahmed Hani
tarafından kağıda dökülerek günümüze kadar taşınmış. Birbirlerine aşık olan ama
kavuşamayan Mem ve Zin adlı iki gencin hikayesini anlatıyor.
Cizre Kalesi ve Ulu Cami de kentin
tarihi örgüsüne güç katan diğer önemli eserler.
Nusaybin’den gelip Cizre’ye
girdikten sonra şehir içindeki kavşaktan sola dönüyorsunuz ve yol kıvrılarak Şırnak’a
doğru tırmanmaya başlıyor. Cizre’nin hemen çıkışındaki ‘askeri kontrol noktası’
bölgenin içinde bulunduğu terör belasını bir kez daha hatırlatıyor.
Şırnak, Cudi ve Gabar dağlarının
arasında, yüksek bir tepenin üzerine kurulmuş. Tepenin hemen altındaki ilçe,
okulumuzun bulunduğu Kumçatı. Şehrin biraz dışında, etrafa hakim başka bir
tepenin üzerine kurulu özel harekata ait merkez, uzaktan bir kartal yuvasını
andırıyor.
HAVAALANI VE SINIR KAPISI AÇILACAK
Heyetimiz Şırnak’a vardığında ilk
ziyaret yeri vilayet binası oldu. Sayın Vali Vahdettin Özkan bizi büyük bir
içtenlikle karşıladı. Bölgenin sosyal ve ekonomik durumu hakkında kendisinden son
derece faydalı bilgiler aldık. Yapımı süren Şırnak havaalanı ve açılması
düşünülen yeni sınır kapısı bölgenin ekonomik aktivitesini artıracak iki önemli
proje. Bugün için şehrin en önemli geçim kaynağı civardaki kömür ocakları.
Fakat asayiş problemi kömür rezervlerinin gerektiği gibi işletilmesini
engelliyor.
Vilayet ziyareti bitince öğlen
yemeği için hep beraber şehir merkezinde bulunan Şehr-i Nuh oteline hareket
ettik. Çünkü otelde başta oda mensupları olmak üzere, Şırnak şehrinin tüm
protokolü ve önde gelen isimleri bizleri bekliyordu.
AVRUPAYA TAŞ ÇIKARTACAK 5 YILDIZLI
OTEL
5 yıldızlı otele vardığımızda
neredeyse şaşkınlıktan küçük dilimi yutuyordum. Burası son derece lüks ve bölge
şartlarına göre gerçekten çok iyi işletilen bir otel. Ricam üzerine otel sahibi
Mehmet Emin Acar, nezaket göstererek bana binayı gezdirdi. Odaları, konferans
salonları, SPA’sı, lokantası ile bırakın İstanbul’u, Avrupa’daki benzerlerini
bile aratmayan bir işletme. Mehmet Bey Şırnak’a ve Şırnak’ın geleceğine
inanmış, güvenmiş ve geçen yıl bu yatırımı yapmış. Kendisini tebrik ettim,
otelinin bereketli olmasını, hep dolup dolup taşmasını diledim.
BENDEN MUTLUSU YOK
Yemekten sonra Şehit Er Burhan
Yalçın İlköğretim Okulu’nun açılışını yapmak üzere hep beraber Kumçatı’ya gittik.
Şırnaklı çocukların mutluluğunu ve heyecanını görmek beni çok ama çok mutlu
etti. Sekiz senelik başkanlığım boyunca, arkadaşlarımın da yardımları ile pek çok
güzel faaliyet yaptık, birçok faydalı projeyi hayata geçirdik. Belki biraz
sübjektif, biraz yanlı bir düşünce ama, başkanlığım esnasında yapım kararını
aldığımız inşaatına başladığımız ya da tamamladığımız toplam 40 okulun (ilköğretim okulu, meslek lisesi ve meslek yüksek okulu) kariyerimin en hayırlı işi olduğuna inanıyorum. Çünkü bu
sayede ülkemiz çocuklarının yetişmesinde, kendilerine ve topluma faydalı, mutlu
birer insan olmalarına en ufacık da olsa bir katkımız oluyorsa, kendi adıma bundan
büyük bir mutluluk düşünemiyorum.
YİNE OKUL AÇALIM AMA ŞEHİT ADI
VERMEYELİM
4 Haziran 2007 günü Tunceli’nin
Pülümür ilçesinde teröristler tarafından gerçekleştirilen karakol saldırısında
şehit olan Burhan Yalçın’ın annesi, babası ve küçük kardeşi de oradaydı; çok
duygusal anlar yaşadık. Allah (cc) bir an evvel bu terör belasını başımızdan
savsın, İstanbul Ticaret Odası yine okullar yaptırsın ama hiçbirine de artık
bir şehitimizin adı verilmesin inşallah...
Folklor gösterileri, konuşmalar,
kurdele kesimi, sınıfların gezilmesi derken zaman su gibi akıp geçti. Açılıştan
sonra bazı arkadaşlarımız şehirde ziyaretler yaptılar, ben de Şırnak Ticaret ve
Sanayi Odası Başkanı Osman Geliş ile birlikte birkaç kurumu ziyaret ettim. Hatta
evinin bahçesinde çay içip, babası beyefendi ile de uzun uzun sohbet etme
imkanı buldum.
Yurdumuzun böylesine güzel,
böylesine doğal zenginliklerle bezenmiş, insanının da bu kadar kabiliyetli
olduğu bu bölgesinin içinde bulunduğu durum hepimiz gibi benim de yüreğimi
derinden yaralıyor.
ÖMÜR KAVGA DÖVÜŞLE GEÇİYOR
Gelişmiş, halkı müreffeh, insanca
yaşayan toplumların hepsinin en önemli ortak özelliği, sosyal barışa sahip
olmaları. Bu toplumların da problemleri var, anlaşamadıkları konular var, bireyleri
arasında sosyal, ekonomik, dini, etnik farklılıkları olanlar da var. Ama bunlar
kavgaya, ölüme sebep vermiyor; kimi zaman çok sert de olsa mutlaka tartışılıyor
ve çözüme ulaştırılıyor. Hangi toplum kendi içinde kavga ediyorsa, kapı
komşusunu bir düşman, bir tehdit unsuru olarak görüyorsa o toplum iflah
olmuyor. Ömrü kavga, dövüşle, kıt kaynaklarını har vurup harman savurmakla,
kendi ile uğraşmaktan başını kaldırıp dünyanın nereye gittiğini görememekle
geçiyor.
TOBB AİLESİNİN SICAKLIĞI
Bunları düşünerek Diyarbakır’a
doğru yola çıktık. Gece geç saatte Diyarbakır’a vardık. Diyarbakır Sanayi ve
Ticaret Odası ile Diyarbakır Ticaret Borsası bizleri çok zengin bir sofrada
ağırladılar. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ailesinin bir ferdi
olmanın en güzel tarafı bu. Türkiye’nin hangi şehrine, hangi kasabasına
giderseniz gidin orada bir odanız, başınızı sokacak bir çatınız ve sizi
sevgiyle karşılayıp bağırlarına basacak kardeşleriniz var.
Bu seyahatin en son ve en büyük sürprizi
ise THY’den geldi. ‘İşletme sebepleri’ yüzünden Diyarbakır uçağı dört saat
rötar yaptı. İstanbul’a dönüp evlerimize girdiğimizde güneş çoktan doğmuş,
günlük hayat başlamıştı.
İŞADAMLARI İÇİN İŞLENMEMİŞ
FIRSATLAR
Güneydoğu Anadolu, özellikle Cizre,
Şırnak havalisi, gerek doğal ve tarihi güzellikleri gerekse insanının yüce
gönüllü misafirperverliğiyle Türkiye’nin en mutena köşelerinden biri. Her
gittiğimde beni ayrı heyecanlandıran, mutlu eden ve hafızama unutulmaz anılar
nakşeden bu topraklarımızı görebilmeyi herkese diliyorum. Mutlaka gidin, görün,
dostluklar tesis edin. Biz işadamları için henüz hiç değerlendirilmemiş birçok
fırsat var. Yeter ki isteyelim, yeter ki çalışalım…
Bu seyahat bana bir kez daha,
çıkılan her yolculuğun aslında insanın kendi içine yaptığı bir yolculuk
olduğunu gösterdi. 20. yüzyılda yaşamış Kanadalı şair Gaston Miron’un dediği
gibi; “Vatanım, senden başka hiçbir ülkeye doğru yolculuk etmedim ben!”
Başkanımı büyük bir mutlulukla okudum bir kes daha mensubu bulunmaktan Şeref duydugum odamız hizmetleri içerisinde ki en onemlisi olan Egitim alanındaki bu calışmalardan dolayı meclisimizin nezbinde basta şahsınızı yönetim kurulumuzu ve emegi gecen tüm çalışanlarımızı yürekten kutluyorum..iyili egitim gönüllülerimiz var iyiki hizmette sınır yok..
YanıtlaSilTeşekkürler sevgili Başkanım. Güzel bir yazı olmuş.
YanıtlaSilBana 5.000.000,00 USD kredi veren kredi şirketi Diğer kredi yatırımcıları teklifimi ihmal ettiğinde ancak bay benjamin lee bana başarı kredisi verdiğinde. doğrudan kredi finansmanı ve yatırım açısından projeye giriyorlar. sermaye piyasası fonlarına erişim arayan şirketlere ve bireylere finansman çözümleri sağlarlar, projenizi finanse etmenize veya işinizi büyütmenize yardımcı olabilirler .. E-posta İletişim ::::
YanıtlaSil247officedept@gmail.com
+ 1- (989-394-3740) 'a whatsapp Numarasına yazın